Ana sayfa/Sanal Sergi/Ceratonia siliqua L.
Ceratonia siliqua L.

Ceratonia siliqua L.

Keçiboynuzu

Yerel Adı

Harnup

Eser tekniği

Kâğıt üzeri suluboya

Boyutları (boy x en cm):

38 x 25.8 cm

Kısımlar ve ölçek bilgileri

[A] Genel görünüş (x1) [B] Dişi çiçek kurulu (x2) [C] Erkek çiçek kurulu (x2) [D] Dişi organ (x5) [E] Erkek organ (x5) [F] Meyve (x1) [G] Tohum (x2)

Akdeniz’in kadim bitkilerinden biri olan keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), Anadolu’nun doğayla uyumlu yaşam biçiminde yüzyıllardır yer bulan önemli bir miras türüdür. Kurak ve kireçli yamaçlarda dahi gelişebilen bu dayanıklı ağaç, kırsal topluluklar için hem besin hem de geçim kaynağı olmuştur. Türkiye’nin güney kesimlerinde halk arasında farklı adlarla bilinir: harnup (Antalya, Mersin), kara keçi (Muğla), gavur baklası (İzmir) ya da boynuz baklası (Hatay) gibi isimlerle anılır. Meyvesi taze ya da kurutulmuş olarak doğrudan tüketilmiş; un haline getirilerek ekmek karışımlarına, şurubu ise özellikle kışlık yiyecekler arasında yer almıştır. Keçiboynuzu, lif ve şeker bileşenleri bakımından zengin olmasının yanı sıra vitamin ve mineral içeriğiyle de koruyucu ve tamamlayıcı gıdalar arasında yer alır. Geleneksel olarak üretilen pekmezinin yanında piyasada toz, çay ve kuru meyve formlarıyla da satılmaktadır. Ağacı çok sert ve dayanıklı olduğundan dibek gibi mutfak araçlarının yapımında kullanılır. Osmanlı döneminde gemi erzakı olarak saklanacak kadar kıymetli kabul edilen keçiboynuzu, aynı zamanda Yörük kültüründe hayvan yemi, yakacak, doğal boya ve hatta atalık ürünü kimliğiyle tanımlanmıştır. Geçmişte kuyumculukta keçiboynuzu tanelerinin eşit ağırlıkta olduğu varsayılarak ortalama büyüklükte bir keçiboynuzu çekirdeğine Arapçadan alınma karat/kırat, dört çekirdeğe bir dirhem denmiştir. Gündelik dilimize girmiş deyişlerden “iki dirhem bir çekirdek” iyi giyinenler için kullanılır. Çok yönlü kullanımıyla keçiboynuzu, yaşayan bir kültürel miras olarak değerini korumaktadır.

Ressamın Anlatımıyla

Sevil Mehdi: “Doğa yürüyüşlerimizde serin bir soluklanma noktasıdır onlar. Çok uzaktan bilirsiniz onun orada olduğunu çünkü bütün bitki örtüsünün aksine o koyu bir yeşile sahiptir. Serinliğine ulaşma çabasının yanı sıra bir umut hissettirir, bir tatlı beklentiyle sürükler kişiyi kendine doğru.

Tıpkı ismini aldığı hayvanın karakteri gibi inatçı, cesur ve dirayetlidir ortamının kuraklığına karşı.

Doğanın tadını/tatlılığını sunma biçimlerinin en ilgincidir onun meyvesi. Ne suludur ne de yumuşak. Tam da yaz ortasında en kurak zamanda sunar tatlı meyvelerini diğer canlılara. Kemirgenler, kuşlar ve dahi dört ayaklı memeliler, tatlının çekiciliği ile birbirlerinden çekinerek fırsat kollarlar, odunsu balıyla beslenmek ve enerji bulmak için.

O koyu yeşil serinliğe ulaştığınızda ayan beyan bellidir. Meyve mevsimde bir şölen yaşanır bu ağacın altında, dersiniz ki akşam bir parti varmış burada.

İşte bütün bu tatlı serüvenin çekiciliği ile ben de tadına varayım diyerek koyuldum onun resmini yapmaya.”

Floral decoration