Ana sayfa/Sanal Sergi/Citrus × aurantium f. aurantium
Citrus × aurantium f. aurantium

Citrus × aurantium f. aurantium

Portakal

Yerel Adı

Finike portakalı

Çeşit Adı

Finike portakalı

Eser tekniği

Kâğıt üzeri suluboya ve renkli kalem

Boyutları (boy x en cm):

45 x 30 cm

Kısımlar ve ölçek bilgileri

[A] Genel görünüş (x1) [B] Çiçek (x4) [C1] Meyve boyuna kesit (x1) [C2] Meyve enine kesit (x1)

Antalya’nın Finike ilçesinde yetişen Finike portakalı, yalnızca özgün aromasıyla değil bölgenin iklimi, toprağı ve emeğiyle şekillenmiş bir tarım kültürü olarak da öne çıkar. Tatlı ile ekşi arasındaki dengeli lezzeti, yoğun aroması, yüksek şeker oranı ve sulu yapısıyla narenciyede ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Parlak turuncu kabuğu kolay soyulabilir; meyvesi yuvarlak ya da hafif basık formda, dolgun ve çoğunlukla çekirdeksizdir. Kasım sonundan Mart sonuna dek hasat edilen Finike portakalı, uzun raf ömrü ve dayanıklılığı sayesinde uzak pazarlara da tazeliğini koruyarak ulaşır. Bu nitelikleriyle Finike portakalı, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 10.12.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tescillenmiştir. Finike portakalı, yalnızca damakta bıraktığı tatla lezzetli bir meyve değil aynı zamanda bölgenin tarımsal kimliğini ve doğal zenginliğini temsil eden bir değerdir.

Portakal (Citrus × aurantium L. f. aurantium), Anadolu’da yalnızca bir meyve ağacı değil aynı zamanda mevsim belleği, ev içi üretim kültürü ve sözlü gelenek ile iç içe geçmiş bir bitkisel mirastır. Kabuğu reçel ve tatlı yapımında, rendesi şerbetlerde ve hamur işlerinde kullanılırken kurutulmuş kabuk dilimleri çaylara aroma katmak için saklanır. Portakal kabukları reçel yapımında kimi zaman mandalina, turunç, greyfurt, limon gibi diğer narenciye çeşitleriyle de karıştırılır. Ülkemizde en sevilerek yenen reçel çeşitlerinin başında portakal reçeli gelir. Portakalın suyu, bol vitamin içeriğiyle yalnızca şifalı bir içecek olarak değil geleneksel şekerleme üretiminde ve temizlik malzemelerinde de yer bulur. Anadolu’nun bazı bölgelerinde portakal çiçeğinin kokusunun “nazar giderdiğine” inanılır. Bu nedenle çiçekleri evlerde veya çocuk beşiklerinde saklanır. Araplar tarafından onuncu yüzyıldan sonra ana vatanı olan Uzak Doğu’dan getirilerek Akdeniz’e tanıtılan portakalın Türkiye’de yaygınlaşmasında Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, namıdiğer Halikarnas Balıkçısı’nın katkısı özel bir yere sahiptir. 1920’li yıllarda sürgünle geldiği Bodrum’da yalnızca edebi eserler üretmekle kalmamış, aynı zamanda portakal ve turunçgil fidanları dikerek bu meyvelerin bölge halkı arasında yayılmasına öncülük etmiştir. Portakal, bu çabalar sayesinde yalnızca bahçelerde değil Bodrum’dan başlayarak kıyı Ege’nin gündelik yaşamında, kokusunda ve edebiyatında da kalıcı bir yer edinmiştir.

Ressamın Anlatımıyla

Hürmüz Yeniceli: “Turuncu rengi seviyorum :)

Finike’de her kış narenciye almak, bana sanki bir ritüel gibi gelir. Portakalın o canlı turuncu rengini görünce, hep aklımda bir şeyler çizeyim derim. Belki bir gün sergi de yaparım, diye düşünürken, işte bu yıl, bahane de buldum. Finike portakalının coğrafi işaret aldığını öğrenince, bu minik mucizenin değerini daha da iyi anladım. Hani, ilk kez Roma bahçelerinde, M.Ö. 1. yüzyılda görüp, oradan tüm dünyaya yayılmış. Bugünse tropikal bölgelerde karşımıza çıkar. Düşünsenize, tatlı bir meyve, serinletici, C vitamini deposu… Hem sağlığa iyi hem de bir yudum alıp içtiğinizde, tropikal iklimi her yerden hissediyorsunuz. İşte tam bu yüzden, bu narenciye sadece bir meyve değil, bir hayatın kendisi gibi. Hem lezzetli hem de değerli.”

Teşekkürler

Ürün teminindeki destekleri için Finport Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş. (Portakal Bahçem) ve Mete Aydın’a teşekkür ederim.

Floral decoration